Büyük potansiyeline rağmen, ülkemizin gelişmişlik çizgisini bir türlü göğüsleyememesi, kendisine yakışır projeleri hayata geçirememesindendir.
Bu yüzden hala kapkaç, gasp, terör, trafik kazası, adi cinayetlerle gün geçiriyoruz. Göğüs kabartıcı gelişmelerden bahsetmesi gereken basınımız, hep böyle süfli konulara mahkum oluyor. İdealist, yapıcı önderlerden ne yazık ki mahrumuz. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında ufkumuzu saran ulvi heyecanlardan hayli uzağız bugün. Satmak, savmaktan başka bir şey düşündüğümüz yok. Halbuki, ülkeyi kalkındıracak o kadar çok şey var ki...
Türkiye, en pahalı ve en tehlikeli taşımacılık sistemini seçmiştir. Her şeyimizi kamyonla taşıyoruz. Taşınan malın fiyatı artıyor, yollarda kazalardan geçilmiyor. En ucuz taşımacılık demir ve su yolu ile olduğu halde, bunların taşıma oranı yüzde yediyi bile bulmuyor. Yüzde 85 pay kara taşımacılığının.
Denizlerimizden, göllerimizden, nehirlerimizden faydalanmak pek aklımıza gelmiyor.
İyi niyetli bazı projeler var. İlim adamlarımız ve ekonomistlerimiz yıllarca uğraşıp önemli projeler hazırlamışlar. Ancak bunları hayata geçirecek siyasi iradeden mahrumuz. Mesela bunlardan biri Sakarya Nehir Taşımacılığı. Sakarya Nehri'nin Sapanca Gölü'ne, oradan da İzmit Körfezi'ne bağlanması ile sayısız faydalar elde edilmesi planlanıyor. Eskişehir'den Marmara Denizi'ne kadar ucuz ve hızlı bir ulaşım sağlanırken, Karadeniz bağlantısı ile de İstanbul Boğazı'nın yükü azaltılmış olacak, ayrıca da çok sayıda trafik kazası önlenecek. Sanayi ve ticaret İstanbul'dan Eskişehir'e kadar olağanüstü genişleyecek bu şekilde.
Bu proje yeni değil. Taa Sokulu Mehmet Paşa'nın sadrazamlığı döneminde, 1570'lerde kanal kazımı başlamış. Harpler yüzünden de iş tamamlanamamış.
Bİr başka büyük proje de yine ilim adamlarımız tarafından hazırlanmış. Bu projede de Sakarya, İzmit Körfezi, Kızılırmak ve Büyük Menderes ile, Kızılırmak ise Fırat Nehri ile birleştiriliyor. Kanal bağlantıları sayesinde Marmara, Karadeniz'den Basra Körfezi'ne kadar kesintisiz bir su yolu oluşturuluyor.
Böyle bir projenin hayata geçirilmesi halinde, Türkiye'nin yılda 50 milyar dolardan fazla kazanç sağlayacağı belirtiliyor. Bu proje de ne yazık ki, on yılı aşkın bir süredir sahibini bekliyor. Geri kalmış bir çok bölgemiz de kalkınmayı...
Zengİn Avrupa, düz ve engebesiz yollarına rağmen Ren ve Tuna nehirlerini birleştirerek, Karadeniz'den Kuzey Denizi'ne kadar ucuz bir ulaşım yolu elde ederken, biz böyle önemli projeleri gündeme dahi alamıyoruz. Yabancı malzeme ve kredi ihtiyacı olmayan, kendi imkanlarımızla gerçekleştirebileceğimiz böyle projelere dört elle sarılmamız gerekir. İstanbul'a göçü pompalayacak mesken seferberliği yerine, bu projeler uygulanamaz mıydı acaba?