Büyük İzmir yangınından bir gün önce Hükümet Konağı'nda, Mustafa Kemal Paşa'ya bir bilgi sunmak için Vali Bey'in odasına girdim. İçeride Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Vali ve İngiliz Konsolosu vardı. Paşa, İngiliz Konsolosu'na sert bir biçimde şöyle diyordu: "Tebaanız hakkında benden teminat mı istiyorsunuz? Yunanlılar burada iken tebaanız daha mı emindi?" İngiliz Konsolosu, bu soru karşısında: "Evet..." cevabını verince, Mustaf Kemal Paşa daha da sertleşti ve yüksek sesle: "Öyle ise Yunanistan'a gidiniz!..." dedi. İngiliz Konsolosu, bu çıkış karşısında sordu: "İngiltere'ye de mi savaş ilan ediyorsunuz?" İngiliz Konsolosu'nun, haddini aşan bu cevabı karşısında Paşa, onu sanki tokatlıyormuş gibi bir ifadeyle konuştu: "İngiltere ile aramızda barış yapılmış mıdır ki, savaş ilan edip etmediğimi soruyorsunuz. Hem siz böyle şeyleri konuşmaya yetkili misiniz ki, bana bunu soruyorsunuz? Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Türk Orduları Başkomutanı'yım. Benim, her şeyi görüşmeye yetkim vardır. Senin de böyle bir yetkin varsa, ancak o zaman görüşebiliriz seninle. Böyle bir yetkiniz yoksa buyrunuz..." Mustafa Kemal Paşa "buyrunuz..." derken, İngiliz Konsolosu'na kapıyı gösteriyordu.